Artan Bulgular, Erkeklerde Kas Takıntısının Karanlık Tarafını Gösteriyor

Artan Bulgular, Erkeklerde Kas Takıntısının Karanlık Tarafını Gösteriyor


Vücudunu hoş bulmayan ve vücut algısıyla savaş veren sadece kadınlar değil. Kafayı kas yapmakla bozan erkek çocuklar ve genç erkekler de bunun gibi zihinsel problemler sergiliyorlar ve bu şahıslar tarih boyunca araştırmacıların, ebeveynlerin ve sağlık uzmanlarının gözünden kaçmış.



Harvard ile Norveç Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (NTNU) tarafından yapılan yeni bir çalışma, erkekler ile onların kasları içerisindeki acımasız ilişkiyi araştırmak bakımından ilk olma özelliğine sahip. Bulunan bulgular; erkek çocukların ve genç erkeklerin, vücut algısı bozukluklarıyla bizim fark ettiğimizden çok daha fazla savaştıklarını öne sürüyor.

İdeal ancak kavuşulamaz bir vücut tipi için çalışmak, görünüşe göre pek çok genç erkeği daha üst bir depresyon riskiyle, aşırı içki tüketimiyle ve gereksiz rejimle karşı karşıya kalıyor.

kas ile ilgili görsel sonucuÇalışmanın baş yazarı ve NTNU’da sosyal psikolog olan Trine Tetlie Eik-Nes, şöyle diyor: “Kızlardan ince olmaları ve bel ölçülerinin küçük olması bekleniyor. Erkekler geniş omuzlara ve büyük kaslara sahip olmalı. Genç insanlar, günümüzde böyle sığ gayelerle birlikte büyüyorlar”

“Ortaya çıktığına göre, gerçekçi olmayan bu vücut algısı, kadınlar için olduğu kadar erkekler için de sıkıntı verici bir durum.”

Araştırmada, 18 ile 31 yaşları içerisinde 2.460 Amerikalı erkekte kaslılık etkisine odaklanılmış.

ancak bu çalışmada, çoğunlukla zayıflık ve rejim üzerine odaklanılan önceki çalışmaların aynısı olmayan; tipik erkek bozukluklarıyla daha çok bağdaşan sorular sorulmuş.

“Erkek çocuklar ince olmak istemiyor. Büyük kasları olsun istiyorlar. Bu nedenle genç erkeklerin kendilerini ve kendi vücutlarını nasıl gördüğünü bulmak istiyorsak, kızlara yöneltilen soruları kullanmak tamamen hatalı olur” diye anlatıyor Eik-Nes.

Bulguların pek çoğu, alarm nedeni. Bütün yaşlarda, cinsel yönelimlerde, kilo durumlarında ve eğitim düzeylerinde; kaslı olma etkisi ve bunun depresyona olan ilişkisi küçümsenmeyecek oranda.

Kas yapmayla takıntılı insanların; yasal olsun veya olmasın, kas yapıcı destek ve anabolik steroid vb kullanmaları dört kat daha olasıydı ve ayrıca bu şahısların hafta sonları çok fazla içki tüketmeleri daha muhtemelmiş.
Her üç genç erkekten bir tanesi, teknik olarak fazla kilolu olduklarından dolayı değil; sadece öyle düşündükleri için geçen sene diyet yaptıklarını açıkladı.

“Kaslı olmaya yönelten bu etki, genç erkeklerin kendi yaşamlarını egemen olmadıklarının göstergesi olabilir, ancak bunu nasıl çözeceklerini bildiklerini hissediyor olabilirler” diyor Eik-Nes.

“Bu bağlamda, basitçe açıklarsak, kızların kustuğunu ve erkeklerin kafalarının da normalden fazla egzersiz yapmakla zamanı geçirdiklerini söyleye biliriz.”

Ünlü futbolcu Cristiano Ronaldo’nun, insan oğlunun en iyi vücuduna sahip olduğu anlatılıyor. Ancak Eik-Nes, erkekler kendilerine örnek aldığı şahıslar kadar zayıf ve kaslı olmaya çalıştıkları an, bu olay onları sağlıksız ve olağanüstü olaylara ve durumlara itebildiğini söylüyor.

“Problem, Ronaldo gibi uzman sporcuların vücutları; işi, okulu ve ailesi olan normal genç erkekler için ideal hale geldiği zaman ortaya çıkıyor” diye anlatıyor.

“Ronaldo gibi görünmeyi amaçlıyorsanız, sizin tam zamanlı mesleğiniz idman yapmak olmalıdır. Kendisi, hayatını spordan kazanan çok az sayıdaki şahıslardan bir tanesi.”
ronaldo kas ile ilgili görsel sonucu
Üstelik spor salonunda antrenman yapmak, ulusal bir futbol kulübünde tam zamanlı bir iş sahibi olmakla aynı sey değil. İlk olarak; genelde bu, kuvvetli ve formda olmaktan ziyade estetik ile ilgili.

Diğer bir açıklamayla, çoğu genç erkek, daha sağlıklı olabilmek veya spordaki verimlerini yükseltmek için düzenli şekilde spora gitmiyor. Çoğunlukla, kendi görünüşlerinden hoşlanmadıkları için gidiyorlar.

“Yalınızca kaslarını geliştirmek için egzersiz yapıyorlar ve kasların işleviyle ilişkisi bulunan hiçbir egzersizi yapmıyorlar. Arada büyük bir fark var” anlatıyor Eik-Nes.

Bunun gibi düşünceler, takıntı haline gelebilir. Üstelik çalışmada verilen cevaplar, erkeklerin kendilerini vücut tipleri hakkında hırpaladığını söylüyor. Katılanların çoğu, “Göğüs kafesimin yeterince kaslı olmadığını düşünüyorum” veya “Bir antrenmanı kaçırırsam kendimi suçlu hissediyorum” şekilde konuşuyordu.

Eik-Nes, bunun gibi endişelerin; her ne kadar toplumumuzda öne çıkmayan eğilimli olsalar da, genç erkekler içinde epey yaygın olduğunu açıklıyor.

Anne-babalara, erkek çocuklarının nasıl beslendiklerini ve egzersiz yaptıklarını incelemeleri öneriliyor; bu sayede, eğer bir sorun ortaya çıkmaya başlarsa, zihinsel sağlık problemleri kendini göstermeden önce üstesinden gelebilirler.

“Eğer anne-babalar çocukları her gün spor salonunun yolunu tutuyorsa, sadece tavuk ve brokoli yemek istiyorsa ve sürekli protein karışımları veya besin destekleri almak istiyorsa; alarm zilleri çalmaya başlamalı” diye öneride bulunuyor Eik-Nes.

“Eğer bu gençlerin bütün amacı antrenmandan ibaretse, anne-babalar onlarla konuşmalılar; örneğin, gerçekte niye antrenman yaptıklarına dair sorular sormalılar.”

Uzmanlar şimdi, söz konusu problem üstünde sonuna kadar çalışma yapmayı ve bu sayede tehlike etmenleri ile muhtemel tedavi çözümleri bulmayı umuyorlar.